Merhaba Sevgili Anneler,
Sizlerle her hafta bir konu üzerinde karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak, yorumlarınızı paylaşmak üzere birbirimize yardımcı olacağımıza inandığım bu platformda buluşmak istiyorum. İlk yazımı da kızımın bebekliğinde kendimi çok çaresiz hissettiğim ve onunla birlikte ağladığım, gece saatlerinde hastanelere koşmamak için kendimi zor tuttuğum, ne zaman bitecek bu dediğim ‘Kolik’ hakkında kaleme aldım. Umarım size yardımcı olabilirim.
Kolik, doğumdan sonraki 2. veya 3. haftalarda başlar. 3-4 aya kadar süren, günde üç saati aşan huzursuzluk ve geçmeyen ağlama nöbetleri olarak tanımlanan; her 4 bebekten birinde rastlanan bir yakınmadır. Genellikle akşama doğru ortaya çıkar, bebeğin karnı şişer, ayaklarını göğsüne doğru çeker. Nöbet bebeğin dışkı veya gaz çıkarması ile sonlanabileceği gibi tamamen yorulması ile de bitebilir. Kolik’in sebebine dair kesin bulgular olmasa da bunun bir hastalık ya da annenden kaynaklı bir durum olmadığı kesindir .Öte yandan şişkinlik, gaz veya rahatsızlığa, uzun ağlamalar sırasında yutulan hava da neden olabilir. Diğer bir etken de aşırı heyecanlanmadır. Kolik çocuklar etrafta olanlara karşı çok duyarlıdır. Gün içinde aşırı yüklenerek duyarlaşan bebek, huzursuz olacaktır ve gün sonunda bu yüklemeyi ağlayarak ya da huysuzlaşarak boşaltacaktır. Uzmanlarca Kolik’e neden olan faktör ya da faktörlerin kesin bir açıklaması olmamasına rağmen, yapılan bir araştırmaya göre kolik bebeklerde beyin ve bağırsaklari etkileyen serotonin( insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir beyin kimyasalıdır.) hormonu yüksek seviyelerde tespit edilmiştir. Kolik, bu hormon ile uyku hormonu(melatonin) arasındaki dengesizlikten kaynaklanabilir. Nasıl mı? Serotonin ile melatonin hormonları bağırsak çevresindeki kaslara zıt etki yapabilir. Serotonin kasılmayı uyarırken, melatonin gevşemeyi uyandırır. Dolayısıyla aksam saatlerinde artan serotonin hormunuyla yine aksam saatlerinde artan melotonin hormonunun çakışması bebekte sancılı ağrılara yol açabilir.
Evet bu kadar bilimsel açıklama yeter ne yapabiliriz? diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Kolik bebeklerde, koliği tetikleyen diğer bir konu da şüphesiz uykusuzluktur, Bu sebeple, uykuları uzatarak ve arttırarak bu zor dönemi bir nebze daha rahat geçirebilirsiniz.
İşte size birkaç tavsiye;
- Bebeğinizin uyku sinyallerini gözlemleyin.
- Bebeğinizin memede ya da biberonda uyuya kalmasına izin vermeyin. Yatağında kendi kendine uykuya dalmasına olanak sağlayın. Her gün uyku öncesi 5 dakika desteksiz yatmasına izin verin.
- Emzik kullanabilirsiniz. Bazı bebekler almak istemez, o zaman zorlamayın.
- İlk 4 ay kundak birçok bebekte etkili olur.
- Özellikle karın bölgesine yapılan masaj bebeğinizi rahatlatır.
- Beyaz gürültü ya da tabiat sesleri dinletin. (fön makinesine göre daha etkilidir)
- Hassas bebekler oldukları için loş ve sakin ortamlarda besleyin. Uyaranlardan uzak durun.
- Sakinleştirici sözcükler kullanın.
- Hafifçe kucağınızda ileri geri ritmik hareketlerle sallayın.
- Akşam uykusunu erkene almaya çalışın.